• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/uchisarlilardernegi

KEMERHİSAR

KEMERHİSAR  :  BİLİNMEYEN AÇIK HAVA MÜZESİ 

Dr Emrullah Güney

  

Oğlum Umut İstanbul’dan Ürgüp’e gelmişti. Birkaç gün ana-baba ocağında dinlendikten, özlem giderdikten sonra Gaziantep’teki mimar olarak çalıştığı işine gitmek için hazırlık yaptı. O gece düşündüm ki, ben de ona, yolculuğunda Bahçe’ye dek katılayım. Sabah pek erken, oğlum, annesiyle vedalaştı. Sabah erkenden yola çıktık. Tan yeri atmadan, şafak sökmeden. Otomobili ben kullanıyorum, sevgili oğlum uykusunu alamamış, arka koltukta uyuyor. Güzel bir sabah. Ürgüp, Ayvalı, Güneyce, Kaymaklı, Derinkuyu, Gölcük,Niğde…Alacakaranlıkta Niğde uyuyordu.Güzel belde. Bahçe’de arabayı durdurdum. Umut’u uyandırdım. Bidondaki soğuk suyla yüzünü yıkadı. Direksiyona geçmeden önce kucaklaştık. Gözlerim yaşardı . Giderken bir süre baktım. Yıllar önce Bahçe kasabasına gelip Tevfik-Melahat Oral dostlarımızın evine konuk olmuş, birlikte kahvaltı yapmıştık. Oral’ların çocukları da bizim Umut ile aynı yaştaydı. Bahçe’ye doğru yürüdüm. Acaba evleri hangisiydi? Bulamadım.Sonra, öğlen yemeği için Roma Havuzu çevresindeki temiz bir kır aşevinde tavuk kızartma yemiştik. Nefisti. Sevgili Oralların evini bulamadım. Dostlarımız şimdi Ankara’da emeklilik yaşamını sürdürüyorlar.  Düşündüm de, çocuklarımız büyümüş, her biri bir yerde çalışıyor. Vatan coğrafyasının sonsuzluğunda ekmeklerini kazanıyorlar.

 

Güneş doğdu. Ortalık aydınlandı.

Fotoğraflarını çekiyorum sokakların, evlerin. Bahçe güzel kasabadır. Pitoresk…

Yürüye yürüye, ayırdına varmadan Kemerhisar’a geçmişim. Fakültede okurken Borlu, Niğdeli arkadaşlarım bana Kemerhisar’ı anlatırlardı. Taa 1964’lerde…O zaman da bilinen bir yer değildi, bugün de tanınmıyor. Oysa Roma İmparatorluğu’nun en görkemli kalıntıları buradadır. Kasaba, tümüyle tarihle içiçe, üst üste…Suriye’de Palmyra (Tadmur) dünya turizm hareketi içinde yer alıyor da Kemerhisar bilinmiyor. Galiba turist rehberleri de pek önem vermiyorlar. Niğde denilince akla Gümüşler manastırı geliyor da, burası gelmiyor.

 

Kemerlerin blok taşları kimbilir kaç tondur! Birçok yerde bu su kemerleri arkadaki bahçenin girdiş kapısı durumuna getirilmiş. Bozum, yıkım olsa da yine iyi korunmuş. Roma döneminde dağın yamacındaki su kaynağı bu kemerlerle Tyana kentine aktarılmış. Roma demek tiyatro, yol, su kemeri demek…

 

Bir yurttaşa selam veriyorum. Güzel, cins atını ( Kapadokya, cins atlar diyarı demek ya zaten ) kaşağılıyor evinin önünde. Atın donu kızıl. Par par ediyor sabah güneşinde. Kemerler ile ev arasından bir cadde geçiyor. Selamıma karşılık veriyor, ama kızgın:

“ Ne o, öyle! Bir selam vererek geçip gideceğini mi sanıyorsun!”

Şaşırıyorum. Gülüyor.

Buyur, gel. Teyzen kahvaltı hazırladı, bahçede. Birlikte yapalım.”

Tanışıyoruz  Bahar ailesiyle. Adana’da yıllarca Sağlık görevlisi olarak çalıştıktan sonra emekliye ayrılmış, yayla yurdunda, doğduğu toprakta yaşamını sürdürüyor. Güzel bir kahvaltı. Demli sabah çayı, bal, tereyağı…Bahçelerinden topladıkları domates, biber, salatalık, maydanoz, reyhan otu…Adana anılarını anlatıyor. Kemerhisar’ı nasıl özlediğini, öz yurdunu nasıl sevdiğini anlıyorum. Teyze, boşalan bardakları dolduruyor. Bu, ömrümde yaptığım en güzel kahvaltılardan biri…İz bırakmış bende. Fotograflarını çekiyorum. Kırk yıldır tanışıyormuş gibi içtenlikle vedalaşıyoruz. Kucaklaşıyoruz. Teyzenin elini öpüyorum. El sallıyorum ayrılıyorum. Gözlerimde yaş…

 

Kemerhisar…Antik çağın Tiyanitis’i, Tiyana’sı…

Arap saldırıları sırasında Tuvanna olmuş adı.

 

Eeeyyy, Nevşehir’de, Aksaray’da, Kayseri’de, Kırşehir’de, Konya’da, Adana’da, Mersin’de, Kahramanmaraş’ta, kısaca, güzel yurdumuzun dört köşesinde, bin bucağında  her dereceli okulda görev yapan sevgili öğretmenlerim,  işte size bir arkeolojik sit alanı, bir Açıkhava müzesi. Saatlerce Roma İmparatorluğu’nu, Kapadokya’yı anlattınız; buraya yapacağınız bir günlük gezi, işlediğiniz konunun unutulmamasını sağlayacaktır.

 

 Kemerhisar, sanki çölde bir serap, çölde bir vahadır. Değerini bilene elbette.

 

Biraz da kitabi tarih bilgisi verelim.

 

Hitit İmparatorluğu ve Geç Hititler (Tabal Krallığı ) dönemlerinde Tuvanuva ve Tuvana adlarıyla tanınıyordu. Ksenophon’da Dana olarak anlatılır. Kent, o dönemde büyük bir yerleşim noktasıydı ve hayli varsıldı.

 

Kappadokia Krallığı döneminde Tyanitis bölgesinin en önemli ortacı idi. Kent yakınındaki kaynağın bulunduğu yerde bir Zeus Tapınağı bulunuyordu.

 

Helenistik Dönemde kentin adı bir ara Eusobeia yapıldı. Caracalla döneminde Roma kolonisi; Valens’in eyaletleri yeniden düzenlemesi sırasında da Cappadocia Secunda’nın paytahtı oldu.

 

Tyanitis İsa’dan  Sonra 1. yüzyılda yaşamış filozof Apollonios’un doğum yeridir.

 

Türkler bölgeye gelince, görkemli su kemerlerine (akuadük)  bakarakyeniden adlandırdılar kenti: Kemerhisar.

 

Yörede Köşkpınar’dan kente su getiren sukemerlerinin ve yapıların kalıntıları vardır. Bazı yazıtlar ve mimarlık öğeleri de Niğde Müzesi’nde sergilenmektedir.

 


Yorumlar - Yorum Yaz