• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/uchisarlilardernegi

KADIN İŞİ ERKEK İŞİ

 

KADIN İŞİ, ERKEK İŞİ

 

Kamil ağa ile Mesude hala Avanos’un Alaaddin mahallesinde yaşayıp gidiyorlardı.

Bir oğulları assubaydı; yurdun birçok yerinde görev yapmış; hala dolaşıyordu.

Bir kızları Özkonak’a gelin gitmişti.

Kamil ağa sık sık “ Yalan dünyanın evciğinde oyalanıp duruyok işte,” diyordu.

 

Fakat, Kamil ağanın zoruna giden bir şey vardı.

Karısının hep evde olması onu düşündürüyordu.

Bu işte bir dengesizlik vardı.

Kendisi güneş altında ekin yoluyor, harmana taşıyor, döven sürüyor, tahılı değirmene götürüyordu. Demeli, bütün ağır iş kendi omuzlarındaydı. Karısı evde rahattı.

 

Mesude hala evde ne yapıyordu ki.

İneği sağıyor, yemek pişiriyor, biraz tezgahta halı dokuyor, sonra komşu kadınlarla yarenlik ediyordu.

Ooh ne ala dünya.

 

Bir gün dedi ki karısına.

“ Bak Mesude Hatun! Bundan sonra işleri değiştireceğiz. Sen tarlaya gidip, eline orak alacaksın, ben de evde duracağım.”

Karısı memnuniyetle karşıladı öneriyi.

Ve hemen tarlaya gitti.

Avanos’un sıcak bir ağustos günüydü.

Kamil ağa yaşamından memnun evde kalacağından mutluydu.

Akıllı adamdı vesselam.

Karısı gider gitmez, yeni kuluçkadan çıkmış sekiz civcivi kırnapla birbirine bağladı, sonra onları da ana tavuğun ayağına bağladı. Civcivler hiç mutlu olmadılar bu işten. Çırpındılar, kurtulmağa çalıştılar, fakat sahipleri inadım inat diyordu.

Sonra yayığa baktı.

Tandıra kesmik atıp yaktı. Isınmasını bekledi.

Hanımı hamur karmıştı. Tandır ekmeği tükenmişti evde.

 

 

Yayık irkilmeliydi. Sırtına bağladı.

Dedi kedi kendine: Akıl işte bu.

Yayığı sallarken, tandıra da hamuru yapıştırırım.

Böylece bir taşla iki kuş vururum.

Hem ekmek işini bitiririm, hem yayıkta yağ olur.

 

Fakat, yayığın sütü, eğilip kalkarken tandırın içine döküldü. Tandır söndü.

Ekmekler soğumuş tandırda öyle kaldı.

 

O sırada bir koca kartal geldi, anasıyla birlikte civcivleri bir çırpıda güçlü ayaklarıyla alıp kaçtı. Kamil ağa bakakaldı; elleri böğründe kaldı.

Karısına ne diyecekti.

Akşam geldiği zaman ekmek soracaktı.

 Yağa bakacaktı.

Tavuğa, civcivlere bakacaktı.

Ahıra girdi.Yumurtaları altına koydu.

Sanıyordu ki, civcivler hanımı gelmeden hemen çıkacaktı.

 

Akşam, Mesude teyze eve döndü yorgun argın.

“Heriiif herif, nerdesin?”

Kamil ağa yanıtverdi.

“Aman avrat, kalkamıyom yumurtaların üstünden, soğurlar sonra.”

“Sen ne diyon Kamil ağa? Ne yumurtası?”

“Yav gurk tavuğun yerine takaya oturdum. Aman beni kaldırma, yumurtalar soğur sonra,

Civciv çıkmaz.”

“Heriiff, herif. Akılsız herif. Kaç günde çıkar yumurtadan civciv? Hem sen tavuk musun?

İn ordan da anlat, ne oldu. Nerde benim sarı biliklerim, anaç tavuğum? Tandırın içine süt dökülmüş. Yayığa ne oldu? Ekmek nirde? Acıktım, hadi sufrayı koy ortaya da iki sokum ekmek yiyelim.”

 

Kadın evde ne yapar ki?

Rahatça gölgede oturur, keyfine bakar.

Bu dünyada en rahat iş, ev kadınının işidir.

 


Yorumlar - Yorum Yaz