• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/uchisarlilardernegi

ANTEP CENGİ

ANTEP CENGİ

 

1920 yılının 1 Nisanında başlayan ve tam 11 ay süren büyük ve kanlı Antep savunması bugün ele alacağımız konu…Antep’in önemi nedir? Fransız işgalciler neden bu kadar ısrar etmişlerdir bu şehrimizi ele geçirmek için.Konuya buradan girelim.

Osmanlı İmparatorluğu’nun geniş coğrafyasında, Antep, daima Halep ile birlikte yan yana ele alınmıştır.Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarında Suriye vilayetimizi Lübnan ile birlikte İngilizler ele geçirdiler ve ardından Fransızlara devrettiler.Güneydoğu Anadolu tehlikeye düşmüştü.Antep,Anadolu’nun kapısı olma özelliğini taşımaktaydı.Halep hiçbir direniş göstermedi ve Fransız işgaline boyun eğdi. Fakat Antep direndi, savundu ve namusunu korudu, kurtardı. Fransızların işgal alanlarını Suriye’den kuzeye,Türk topraklarına doğru genişletmelerinin İstanbul basınında yankısı nasıl olmuştu? Müfide Ferit Hanım, gazetesinde yayınlanan yazısına şöyle başlıyordu: “ Fransız Ordusu, başta muzıka,gezmeğe gider gibi alaylar,şakalar içinde yola düzüldü.Onlar ilk merhalede mavi gömlekli halkın kendilerini alıştırdığı gibi bu havalide de,Fransız Ordusu gözükür gözükmez yerlilerin önlerinde hemen rüku edeceğini zannediyorlardı.ve hayallerinde girecekleri beyaz kulelerin üstüne dikilecek üç renkli bayraklarına gülerek neşe içinde yürüyorlardı.Fakat bir gün,fıstık ağaçlarının gölgesinde,billür ırmakların kenarından yürürken birdenbire bir mermi sağanağına tutuldular.’’Kemallilerin hafif bir eşkıya çetesi olacak’’dediler.Ve işte o zaman bu zamandır,o gün durdukları yerden bir adım ilerleyemediler.Dokuz aydır o küçük kasaba,dibi olmayan bir fıçı gibi Fransızların  kafile kafile akıp getirdikleri bütün askerlerini yuttu.’’

 

Birinci Büyük Paylaşım Savaşından önce Antep’in durumu nasıldı?

80.000 insanın yaşadığı mamur bir belde idi Antep.Fakat 1.Dünya Savaşı’nda Filistin Cephesi’nde, Irak Cephesi’nde, Kafkasya’da,Çanakkale’de,Galiçya’da şehitler vermişti Antep.Her aileden en az bir, iki şehit.Tezgahlar, çıkrıklar susmuştu.İstanbul Bağdat demir yolu da şehrin uzağından geçiyordu.Eski kervan yolları yön değiştirmişti ve bu sapma büyük hanlara  darbe vurmuştu.Yine de üzüm bağları,fıstık bağları,zeytinlikler bol ürün veriyordu ve Fransızlar buradan Maraş’a, Uzunyayla’ya çıkmak ve Çukurova,Pozantı,Ulukışla,Niğde üzerinden ilerleyen diğer işgalci kolla Kayseri’de birleşmek, sömürge alanlarını genişletmek  istiyorlardı. Antep bunun  için anahtar mevkiindeydi.

 

Evliya Çelebi Antepliler için nasıl bir benzetme yapıyordu

-     Büyük seyyahımız Evliya Çelebi, haftanın 6 günü çalışan Antepli bir gün de yer,içer ve eğlenir;kazandığını harcar. Evliya Çelebi üstadımız diyor ki Antepliler için ‘’çok tatlı yediklerinden özleri de tatlıdır.’’Fakat dostuna ballı baklava olan Antepli,işgalcilere nasıl zehir zemberek olduğunu gösterdi,değil mi? Evet bu özleri çok tatlı insanlar,sömürgecilere karşı hiç de öyle güler yüz göstermediler.Kolonel Norman komutasında büyük bir Fransız Ordusu 8000 piyade,5 batarya top,tanklarla Antep önlerine geldi.Fransızların uçakları bile vardı.


Antep’te eli silah tutan kaç kişi vardı?

-Ancak 200 kişi.Fakat bu cengaver şehrin kadını da,çocuğu da yiğittir.Eli silah tutamayan barut imal etti,çocuklar siper kazdı.Kadınlar yaralılara baktı.Norman verdiği emirle bombardımanı başlattı.Tarih 1 Nisan 1920 Fransız komutan ültimatom verdi. “Şehri derhal teslim edin! “ Antepliler karar verdiler.Ölmek var,fakat Fransız’a teslim olmak yok.

 

Antepli Ermenilerin takındıkları tavır nasıldı?

-Fransızlar işgal ettikleri bütün şehirlerde önce Ermenileri koruyup gözetiyorlardı.Onlara Fransız üniforması giydirip Türklerin üzerine saldırtıyorlardı. Antep’te de aynısı oldu.

 

1920 Nisan ayı boyunca Antepliler nasıl savundular memleketlerini?

-Teslim olmayınca,bombardımanlar sıklaştı,fakat bizimkilerin de cenk tecrübeleri artıyordu.Ankara’da henüz TBMM açılmamış,ülkeyi Heyeti Temsiliye idare ediyor.Mustafa Kemal Paşa,Antep direnişini saat saat izliyor,gereken emirleri veriyor.Böylece Antep Kuvay-i Milliyesi kuruluyor.26 Nisan’da Antep Türkü ilk zaferini kazanıyor.Çakmaklı tüfeklerle Fransız tanklarını yok ediyor.Fransızlar bozguna uğruyor ve bu arada şehrin dışındaki Kılıç Ali kuvvetleri Antep’e girebiliyor.

 

Fransızlar aylarca Antep’e giremiyorlar değil mi?

-İş inada biniyor. Fransız “ gireceğim” diyor.Antep Türkü “ seni şehrime sokmam”  diyor.Siper cenkleri aylarca sürüyor.Şehrin bombalanmamış hiçbir evi kalmıyor.Antepli ne kadar fedakar olduğunu bu savaşlarda gösteriyor. Bir örnek verelim. Yaşlı bir kadının evi tam bizim çetecilerin önünde duruyor.Bu ev olmasa Fransız kuvvetlerine karşı daha başarılı bir savunma yapılacak.Türk Kuvay-ı Milliye ileri gelenleri kadının evine varıp anlatıyorlar durumu.’’Memleketim için can feda.Bir evin lafı mı olur’’diyor.Ev ortadan kaldırılıyor ve çetelerimizin verdiği savunma savaşı başarıyla sürüp gidiyor.

 

Ağustos ayında neler oluyor 1920 yılında Antep’te?

-Fransızlar kesin sonuç alamayınca,Antep’e giremeyince çılgına dönüyorlar.Albay Andrea, Kilis üzerinden yürüyor kente. 45 top,15 obüs,8 tank ve 8 uçak…Yeni bir ültimatom veriliyor.Hem şehir teslim edilecek,hem de 1,5 milyon altın tazminat verilecek.Elbette reddediyoruz. Obüsler müthiş bir bombardımana başlıyor. Şehirde deprem oluyormuş gibi sarsıntılar oluyor.Siperler hallaç pamuğu gibi atılıyor,fakat bu da Antep yiğitlerini teslime zorlayamıyor.

 

Fransızlar Antep’i,direnişiyle ün kazanmış bir şehirlerine benzetiyorlardı.Bu şehrin adı neydi?

-Fransızlar  bizim Antep’e ‘’Türk Verdön’ü’’ adını verdiler. Verdön,Almanlara karşı üstün bir direnişle kendini savunmuş bir şehir idi Fransa’da. Fakat bu benzetme yanlıştır.Verdön’de savaşan kuvvetlerin ikisi de iyi donanmıştı.Silahları bol,cephaneleri bitmez tükenmezdi. Oysa Antep’te biz,tanka karşı kağnı ile mitralyöze karşı çakmaklı tüfekle vuruştuk.

 

Ağustosun ortasında durum nasıldı Antep’te?

-Fransızlar kızgın ve şaşkındır.Koskoca Suriye’yi hiç direniş görmeden ele geçirmişler fakat bir Türk şehri önünde duraklamışlar.Fransa kamuoyu da izliyorlar gelişmeleri.Yeni bir ültimatom veriyorlar.Savaş tazminatından vazgeçiyorlar,fakat kaleye beyaz teslim bayrağı çekecekmişiz.

 

Teslim bayrağı çekiliyor mu?

-Bayrak çekilmesine çekiliyor da beyaz renkli kefen değil…Ay yıldızlı Türk Bayrağı…Savaşlar sürüp gidiyor.Bir yandan sıcak, bir yandan savaşın cehennemi ve giderek kendini gösteren açlık.Verdön savaşlarında siperlerde tecrübe kazanmış seçkin askerler bir avuç Antepliyi yenemiyorlar. Şehre giremiyorlar.Bağlarda üzümler olgunlaşıyor,fıstıklar yeniliyor fakat Antepli açtır.Meyvelerimizin en güzellerini Fransızlar,Ermeniler yiyor.Acı zerdali çekirdeğiyle zehirlene zehirlene aç midelerin feryadı bastırılıyor ve eller tetikte düşmana karşı bekleyen  aç Antepli, kutsal savaşını yürütüyor.

 

İstanbul’dan yeni bir Fransız ordu birliği  gönderildi.Neler vardı bu birlikte?

-Bir general komutasında koca bir birlik 13 tabur,piyade,1,5 süvari alayı,11 batarya top,1 uçak filosu,birçok tank.Bu büyük askeri birlik bile Antep’i teslim alamadı.Türk Kuvay-ı Milliyesi silahını kendisi yapıyordu.Kovadan bomba, güherçileden barut üretiyordu. Fransız tankları korkunç saldırılarla, bombardımanlarla Antep’i yaktı,yıktı.Şehir giderek harabeye döndü.Şehit vermeyen hiçbir aile kalmadı. Antep halkı bütünüyle gazilik rütbesini kazandı. Daha bıyığı çıkmamış çocuklar, ak sakallı iki büklüm dedeler de gazi oldu. Sabunhaneler mermi imalathanesine dönüştürülmüştü.Kadınlar çocuklar durmadan çalışıp, eli silah tutan direnişçilere cepane, el bombası, mermi yetiştirdiler.

 

1921 yılına girildiğinde neler oldu Antep’te?

 -Türkiye Büyük Millet Meclisi 1920 yılı 23 Nisanında çalışmalar başlayınca Antep savunması büyük bir heyecanla karşılandı. Direnişi örgütleyecek komutanlar gönderildi.Elden geldiğince cephane ve mühimmat yetiştirildi.Fakat Fransızlar çok güçlü bir kuşatma altına almışlardı şehri.Kuş uçurtmuyorlardı.Antep açtı, çocuklar, erginler, kocamış insanlar açtı! Dermanı kalmamış yiğit savaşçılar bir yarma hareketiyle Fransız kuşatmasından çıkmak istediler.Mümkün olmadı.Tarih 9 Şubat 1921.Antep Fransıza teslim olmadı;açlığa yenik düştü.Fakat sömürgeciye müthiş bir ders verdi.Bu nedenle buna teslim denemez, denmemeli.

 

İsmail Habib Sevük diyor ki: “9 Şubat’a Antep’in düşüşü derler. Ayıptır bu, Antep sadece aç düştü…Vatan hesapla sevilmez. Hesap hayatındır. Türk ölüme nasıl dimdik bakarmış…Kuş nasıl öter, arı nasıl bal yapar, ağaç nasıl çiçek açarsa Antep gazasını da öyle yaptık. Damarın içinde kan gibi yiğitliğimiz de kan içindedir. Antep yaptığını Türk olduğu için yaptı. Antep bir şehir değil bir millettir.”

 

Şahin Bey’e yakılan ağıtın öyküsü nasıldır?

Şahin Bey genç bir milis. Antep’e gelir ve ilk anda eli silah tutan iki yüz genç toplar yanına. Silahları derme çatmadır, mühimmat pek kıttır. Düşmanı Antep’e sokmamak için köprüleri uçururlar. Düşman ilerleyemez olur. Fransızlar köprüleri onarıp geçmek isterler. Şahin Bey müfrezesi izin vermez. Fransız öfkelendikçe Türk kükrer, aslanlaşır. Fransız ordularla saldırır. Türk bir avuçtur. Şahin Bey dayanır şahanlarıyla. Direnir Türklüğü ile. Fakat, düşman durmadan destek almaktadır ve şahanlar her çarpışmada azalırlar. Şahin Bey “ Fransız benim cesedimi çiğnemeden Antep’ime giremez,” diyor.  Köprübaşı’ nda bir çatışmada şehit düşer gencecik yiğit. Verdiği sözü tutmuştur. Ölümü yürekleri yakar Sonra da ağıtı yakılır. Uyan Şahin uyan, yaran çok mudur?

Düşmandan öcünü alan yok mudur?

Saplanan bağrına yoksa  ok mudur?

 

Antep cengi Türk yazınında, şiirimizde önemli yer tutmuş mudur?

Soruya Öğretmen Mehmet Adem Solak’ın şiirinden bir bölümle yanıt vereyim:

“ Sonra bir Antep kilimi oturdu gözlerime

Özgürlük güllerinden almış rengini

Şahin destanından, Sakarya Savaşı’ndan

Efesinden, dadaşından, beyinden, paşasından,

Aç gözlü sömürgene kafa tutar gibi soylu

Bir Antep kilimi.

Ancak ben anlarım onun tarih dolu dilinden…”

 

Atatürk’ün bir sözü olmuş mudur Antep savunması hakkında:

TBMM’nin Antep’e gazilik ünvanını veren başkanı Mustafa Kemal Paşa’nın sözleri gurur vericidir ’’Ben Anteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki !..Onlar yalnız Antep’i değil, bütün Anadolu’yu kurtardılar.’’

 

Son olarak ne demek istersiniz?

Ben Antep’i ilk kez 1970 yılında görmüştüm. İnsanının sevimli, cana yakınlığı dikkatimi çekmişti. Bana o zaman öyle gelmişti ki, her Antepli bir ozan, her Antepli bir destancıdır. Yarenlik ettiğim bir yaşlı amca ezbere bir şiir okudu. Bunun Cahit Külebi’ye ait olduğunu bilmiyordu, fakat, inanarak okuması, şiirin güzelliğinin sesinin tınısına yansıması, coşkusu , gözlerindeki sevinç ışıltısı görülmeye değerdi.

 

Davranı da deli gönül davranı

Kemal Paşa dinlemiyor  fermanı

Anası bacısı kızı kızanı

Bizim gibi millet görülmemiştir.


Dr.Emrullah GÜNEY